Sanal Sınırlarımızı Çizmek

indir (1)

Öncelikle belirtmek gerekir ki internetin mekan kavramında başkalaşım yaratması, yani gerçek mekanın yerini sanal mekanların alması ve bunun maliyetinin düşük olması zannettiğimizden daha büyük önem taşımaktadır. Bahsetmeye çalıştığımız şey, Dünya’nın her hangi bir yerinde bulunmanız, sizin farklı ülkelerle ilgili çalışma yapmanıza, bu ülkelerdeki insanlarla iletişim içinde olmanıza engel değildir ve dikkat edilirse mekanın önemi gün geçtikçe azalmaktadır. Masaüstü bilgisayarlarda olduğunuzu düşününüz, bulunmanız gereken yer, prize bağlı olan, bulunduğunuz ortamda internetin bağlı olmasının gerektiği bir yer. Ardından çıkan laptoplar ve akıllı telefonlarla mekan, anlamını sadece geniş anlamında değil ve fakat dar anlamda da yitirdi. Şarjı olan ve internet bağlantısı olan (ki telefonlarda internete bağlanmamız gün geçtikçe daha ucuz hale geldiğini varsayabiliriz) cihazınızla kaba tabirle tuvalette olmanız sizi sanal ortamdan koparmıyor. Bu durumda bireylerin internet bağlantısını engelleyen şarj durumuna çözüm bulmak için gün geçtikçe farklı çalışmalar yapıldığını söylemek mümkün.

Mekan anlamını bu derece yitirmişken bu duruma hemen her açıdan yaklaşabilirsiniz. Şöyle ki bir terör örgütü mensubu gerçekleştireceği eylemi farklı mekanlarda siber ortam üzerinden gerçekleştirebilirken bir gönüllü gerçekleştirmek istediği eylemi yine siber ağları kullanarak Dünya geneline yayabilir. Bunun maliyetinin ne kadar düşük olduğunu da göz önünde bulundurmamız gerekir.

Yukarıda yaptığımız kısa  analizler ışığında bu alanı öncelikle kapitalin kullandığını söylemek mümkün çünkü kapitalist sistemde şirketler/firmalar kar marjını artırmak için bir yarışta olduğu için, karını en az masrafla en etkili şekilde artırmanın yolunu bizlerden daha iyi bulacaklarından şüphemiz yok. Sanal ortamda sürekli olarak karşımıza çıkan reklamlardan bu alanın ne denli kullanıldığını görebiliriz.

Gönüllü hareketler ve stratejik olarak bu alana hak ettiği değeri vermeyen devletler ise kapital sistemin hızını takip edememekte ve değişikliklere ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Devletlerle ilgili kısmı daha sonra ele almak isteriz ve ancak gönüllülerle ilgili kısma burada değinmek isteriz. Özellikle Batıda bir çok şirket esnek çalışma/esnek mekan uygulaması yapmaktadır. Yani Finlandiya’da yaşayan biri, Türkiye’de ki bir şirkette aktif olarak çalışabilmekte toplantılara online olarak katılabilmektedir. Peki bu sistemi gönüllüler için yapmak nasıl olur???

Başlattığımız hareketin bu fikir etrafında ilerlemesini istemekteyiz ve bu alanda örnek olmak istemekteyiz. (belki bu alanı yukarıda bahsettiğimiz gibi kullanan gönüllü kuruluşlar vardır ancak biz henüz böyle bir şeye rastlamadık). Neden Siber Diplomasi/Sosyal Diplomasi olduğunu farklı bir zamanda farklı bir yazıda açıklamayı planlamaktayız, ancak zamana ve mekana bağlı kalmaksızın, Hakkari’de yada İstanbul’da, İzmir’de yada Samsunda yaşaması orada her hangi bir şekilde aktif olması/olmaması fark etmeksizin online olarak toplantılar yaparak bu alanda yapılabilecekleri tartışmak ve eyleme geçirmeyi istemekteyiz. Kaldı ki mekanın önemini bu derece kaybettiği bir zamanda  elbette yurtdışı içinde benzer fikirleri taşımaktayız. Ancak böyle bir örgütlenme için zaman ve destekçi sayısının artması gerekmektedir yani sabırla hareket etmemiz gerektiğini düşünmekteyiz.

Devletin bir alanda adım atmasını beklemek ve daha sonra o alanda aktif olmak devri aslında demokratikleşme ile kapanmıştır. Çünkü demokrasi nihai olarak yaptığımız hizmetin orada yaşayan vatandaşlara ve tabii ki bize geri dönüşü demektir. Dolayısıyla demokratik sistemlerde itici güç olarak halkın fikri kapasitesiyle demokratik sistemde elinden geleni yapması gerektiğine inanmaktayız.

Son olarak yazılarımızın uzun olmasının okunma ihtimalini düşüreceği endişesiyle şuu söylemek istemekteyiz. ABD Yüksek Mahkemesi üyesi Robert J. Jackson yanlış hatırlamıyorsak bir kararında “Hükümetin yanlış yapmasını önlemek vatandaşın işlevidir” demiştir. Bizlerde hemen her konuda şikayet etmeyi bir kenara bırakıp o alanda aktif olarak iyi niyetimizle, her hangi bir siyasi örgüte bağlı kalmadan elimizden geleni yapmalıyız.

Yorum bırakın